WhatsApp, kullanıcıları çıldırtan ince bir değişiklik yaptı – Biri ‘Beni rahat bırakın be adam.’ diye bağırdı.

0
25
WhatsApp, kullanıcıları ÇILDIRTAN ince bir değişiklik yaptı - biri 'beni rahat bırakın be adam' diye bağırdı

WhatsApp’a Gelen Küçük Bir Güncelleme Kullanıcıları Çileden Çıkardı: “Bırakın da Sadece Mesaj Atayım Artık!”

Dünyanın dört bir yanındaki iki milyardan fazla insanın vazgeçilmez iletişim aracı olan WhatsApp, bu hafta itibariyle küçük gibi görünen ama büyük yankı uyandıran bir değişiklikle kullanıcılarını deyim yerindeyse çileden çıkardı. Meta çatısı altında geliştirilen popüler mesajlaşma uygulaması, sessiz sedasız bir şekilde sohbet ekranlarının sağ alt köşesine küçük mavi bir daire yerleştirdi. Ama bu zararsız gibi görünen simge, kısa sürede sosyal medyada sinir boşalmalarının merkezi haline geldi.

İlk bakışta yalnızca bir simge. Ne var bunda? Ama işin aslı öyle değil. Bu simge, Meta’nın yapay zekâ destekli sohbet robotu “Meta AI”ye açılan bir kapı. Kullanıcılar için belki yeni bir özellik, belki bir yenilik. Ancak çoğu kişi için yalnızca bir rahatsızlık kaynağı, hatta daha da ötesi: kişisel alanın ihlali gibi hissettiren bir yabancı müdahalesi.

Meta bu özelliği tanıtırken onu adeta kişisel bir asistan gibi sundu: “Meta AI, kullanıcıların günlük yaşamlarına eşlik ederek sosyal deneyimlerini geliştirebilir, fikirler sunabilir ve onlara öğrenme konusunda yardımcı olabilir.” Ne var ki kullanıcıların büyük bir kısmı Meta’nın bu ‘yardımsever’ tutumuna pek de sıcak bakmadı.

Bir kullanıcı tepkisini şöyle dile getirdi: “Tamam, bu AI tuşunu WhatsApp’tan nasıl kaldıracağım? Sürekli elim oraya çarpıyor ve hayatım boyunca asla kullanmayacağım.” Bir diğeri daha ileri giderek esprili bir şekilde şöyle yazdı: “Bu AI tuşunu lütfen kaldırın yoksa telefonu Manchester Ship Kanalı’na atacağım.”

“Yapay Zekâyla Uğraşamam, Sadece Mesaj Atmak İstiyorum!”
Bu mavi dairenin hayatımıza sızdığı an itibarıyla Twitter (ya da yeni adıyla X) kullanıcıları, hislerini bastıramadı. Bir kullanıcı öfkesini şu sözlerle haykırdı: “Tanrım, AI’den nefret ediyorum. WhatsApp’ta bu lanet AI tuşu çıktı ve kaldıramıyorum. Nefret ediyorum. NEFRET EDİYORUM!”

Bir başkası ise daha diplomatik ama kararlıydı: “WhatsApp, AI tuşunu istemiyorum. Sürekli ekranın bir köşesinde. Asla kullanmayacağım. Hatta başka bir mesajlaşma uygulamasına geçmeyi daha olası görüyorum. En azından kullanıcılara kapatma seçeneği verin.”

Bazıları için bu değişiklik sadece bir kullanım zorluğu değil, aynı zamanda büyük bir güvenlik ve gizlilik endişesi anlamına geliyor. Özellikle “kişisel sohbetlerim artık güvende mi?” sorusu akıllarda yankılanmaya başladı. Üstelik bir kullanıcı AI’ye bu tuşun nasıl kaldırılacağını sorduğunda aldığı yanıt daha da kafa karıştırıcıydı. Yapay zekâ, ayarlardan kaldırılabileceğini söyledi—ama uygulamada böyle bir seçenek yoktu. Bunun üzerine o kullanıcı şöyle yazdı: “AI özelliği bana hayal ürünü bir ayar gösterdi ve kaldırmak için olmayan bir şeyi tarif etti.”

“Gizli Gözetleme Aracı mı Bu?”
Bazı kullanıcılar ise işi daha da ileri götürerek bu mavi butonu potansiyel bir gözetleme aracı olarak nitelendirdi. Bir kullanıcı, “Bu da mı bir tür casus yazılım?” diye sorarken, bir diğeri “Ben AI’lerin özel konuşmalarımı dinlemesinden hoşlanmıyorum!” dedi.

Bu kadar tepkiye rağmen Meta cephesi, kullanıcıları rahatlatmak adına bir açıklama yayınladı: “Meta AI yalnızca sizin onunla paylaştığınız mesajları görebilir. Kişisel sohbetleriniz uçtan uca şifrelenmiştir. Yani sizin dışınızda hiç kimse, hatta WhatsApp bile, bu mesajlara erişemez.”

Ancak açıklamalar, kullanıcıların tepkilerini pek dindirmişe benzemiyor. Zira temel mesele sadece gizlilik değil. İnsanlar, kendi dijital alanlarında zorla dayatılan bir “yardımcı” ile yaşamak istemiyor. WhatsApp kullanıcılarının pek çoğu için bu uygulama sadece bir mesajlaşma platformu. Ne bir yemek tarifi, ne bir grup içi tartışmayı çözümleme botu, ne de buzdolabı içerikleriyle sohbet etmeye ihtiyaç duyulan bir yapay zekâ arkadaşı.

Bir kullanıcı bu rahatsızlığı çok sade ve net bir şekilde özetliyor: “Kardeşim, ben bu uygulamayı iş mesajlarım için kullanıyorum. Hangi evrende bu iş için yapay zekâya ihtiyacım var? Yeter, AI’yi bana zorla dayatmayın.”

Küçük Bir Tuş, Büyük Bir Anlam: Dijital Sınırların Erozyonu
Aslında bu hikâye sadece WhatsApp’a eklenen bir düğmeden ibaret değil. Bu, modern dijital yaşamın bir başka krizinin yansıması. Gün geçtikçe daha çok alanda yapay zekâ sistemleri hayatımıza entegre ediliyor—ve çoğu zaman kullanıcıların rızası alınmadan. Sosyal medya akışları, alışveriş önerileri, reklam algoritmaları derken şimdi de mesajlaşma uygulamaları üzerinden yapay zekâya “asistanlık” görevleri veriliyor. Ama kullanıcılar açıkça şunu söylüyor: Ben istemeden yanı başımda duran bir yapay zekâ, bana yardımcı değil, yük oluyor.

Üstelik bu mesele sadece teknik değil, aynı zamanda psikolojik bir rahatsızlık haline geliyor. İnsanlar kendi cihazlarında özgürlüklerinin kısıtlandığını hissediyor. Eskiden bir mesaj uygulaması açmak, sadece mesaj atmak anlamına geliyordu. Şimdi ise bir butona yanlışlıkla dokunup kendini bir yapay zekâyla konuşurken bulmak mümkün.

Meta’nın bu adımı, dijital platformların kullanıcılarına danışmadan karar almasının, görünüşte küçük ama aslında büyük etkiler doğurabileceğini bir kez daha gösteriyor. Ve kullanıcılar da bu duruma tepkisiz değil: tepkilerini sosyal medyada dile getiriyor, hatta bazıları uygulamayı silmeyi bile ciddi ciddi düşünüyor.

Kullanıcıların Ortak Talebi: Seçme Özgürlüğü
En çok dile getirilen talep ne teknik yenilikler, ne yapay zekâ gelişmeleri. Tek bir şey isteniyor: Seçim hakkı. Yani bu AI tuşunu kullanmak istemeyenlerin, onu ekranlarından kaldırabilmesi için bir seçenek sunulması. Belki Meta AI bazı kullanıcılar için faydalı olabilir, ama bu durum herkese dayatılmamalı.

WhatsApp’a sessizce eklenen o mavi buton, aslında modern dijital dünyada çok daha yüksek sesle yankılanan bir soruyu hatırlatıyor: Teknolojiyi biz mi kullanıyoruz, yoksa teknoloji mi bizi?

Ve belki de bu yüzden, bir kullanıcı şu isyan dolu cümleyle yalnızca kendi tepkisini değil, milyonların ortak duygusunu dile getiriyor:

“WhatsApp, lütfen… Sadece mesaj atmak istiyorum. Beni yalnız bırak.”